Destan geleneğinden halk hikâyeciliğine geçiş döneminde bir köprü vazifesi üstlenen Dede Korkut Hikâyeleri bilinmeyen bir sanatçı tarafından 15. yy’ın sonu 16.yy’ın başlarında yazıya geçirilmiştir. Hikâyeler Oğuzların akıl hocası, ozanlar piri, keramet sahibi Dede Korkut tarafından anlatılır. Aynı zamanda Dede Korkut, her destanın cereyanından sonra onu ilk tertip, tanzim ve nazmettiği kabul edilen bir nevi müellif durumundadır.
Dede Korkut Hikâyeleri Batı Türklerinin esasını teşkil eden Oğuzların hayatını içerir. Eserde Oğuz hükümdarı Bayındır Han ile temsil edilir, fakat Bayındır Han pek sahneye çıkmaz. Bayındır Han’dan sonra Kazan Bey gelir. Destanların en mühim kahramanı olan Kazan, bütün Oğuzların müşterek beylerbeyi, bir çeşit umumî valisidir. Ondan sonra Oğuzlar ve Oğuz ülkesi İç Oğuz, Dış Oğuz (Üç Ok, Boz Ok) olarak ikiye ayrılır. Kazan aynı zamanda İç Oğuz’un beylerbeyidir. Dış Oğuz’un beylerbeyi Kazan’ın dayısı Aruz’dur. Onların idaresinde de eski 24 Oğuz boyu taksimatına göre çeşitli beylikler ve boylar bulunur. İşte eserde bu siyasi ve idari düzen içindeki Oğuzların millî hayatı, birer sembolden başka bir şey olmayan kahramanların etrafında dile getirilmektedir. Hikâye kahramanlarından bu amaçla yararlanılmaktadır.
Dede Korkut Hikâyeleri Oğuz Türklerinin 12-14. yüzyıllarda Anadolu’nun doğusundaki geleneksel yaşam tarzını, aile yapısını, dilini, dinini, dünyaya mitolojik açıdan bakışını, etnografyasını, mücadelelerini anlatmaktadır. Bu yüzden hikâyelerin her birinde toplumun yaşayışı, âdetleri, gelenekleri ve çeşitli yönleri ile bütün bir Oğuz kavminin yaşamı yansıtılmaktadır. Eserin bu yönüyle dilin kültür taşıyıcılığı özelliğini yansıttığı ve toplumun ortak değerleri hakkında bilgi verdiği söylenebilir.
Hikâyelerin müellifi Korkut Ata hakkında farklı kaynaklarda zikredilen bilgiler net değildir. Onunla ilgili ilk ve önemli sayılabilecek bilgiyi bize İlhanlı veziri Reşidüddin vermektedir. Reşidüddin’in naklettiğine göre Korkut, dört Oğuz hükümdarının çağdaşı olup, Oğuz sülalesinin dokuzuncu hükümdarı İnal Sir Yavku zamanında sahneye çıkar ve ona danışmanlık eder. Dede Korkut’un kişiliği ile ilgili en ayrıntılı bilgiyi ise Ebu’l-Gazi Bahadır Han’ın Şecere-i Terakime’sinde bulabilmekteyiz. Dede Korkut’u Kayı boyundan ve İnel Yavı Han’ın vezir vekili olarak gösterir. Eserin ilerleyen bölümlerinde Korkut Ata ile ilgili verilen bilgiler detaylandırılır. Korkut Ata’nın İnel Yavı’nın veziri olduğu belirtildikten sonra, hanın Korkut Ata’nın sözünden çıkmadığına ve keramet sahibi olduğuna işaret edilir. İki yüz doksan beş yıl ömür sürmesi dikkat çekilen başka bir noktadır.
Dede Korkut Hikâyeleri’nin günümüze ulaşmış iki nüshası bulunmaktadır. Bunlardan biri Dresden Kütüphanesi’nde diğeri ise Vatikan Kütüphanesi’nde korunmaktadır.
7926 kez görüntülendi.